11 Kasım 2010 Perşembe

Masal


Masallar...masallarım olsun istiyorum...
sonları bambaşka olsun,
acılar olmasın, umudlar, mutluluklar,
gülücükler olsun istiyorum.
Artık bende masallarım olsun istiyorum.
Uyumak için değil, uyanmak için dinlemek,
söylemek istiyorum.

Sonsuza kadar anlatmak,
sonsuza kadar dinlemek istiyorum.
Başkalarının masallarında figüran olmak istemiyorum,
benim masalımda kahraman olmak istiyorum.
Tıpkı ay ışıgını sever gibi sevmek istiyorum,
masalımı...masalımızı...

1 Kasım 2010 Pazartesi

Oyun Sahnesi...


Zamanın içinde dolanıyorum... farklılaşmış, farkılaşmakta olan yüzleri tanımaya çalışıyorum... onların içinde kaybolmuş, farkedilmeden dolaşmaya çalışıyorum amacım sadece kendimi kaybetmemek, eğer onları tanırsam unutmam kendimi, ama eğer onları göremezsem... onlar olmaktan korkuyorum.

Tuaf o kadar normal ki aslında her şey, ta ki perdenin arkasında ki gerçeği görene kadar... orada bekliyor işte bana bakıyor; sanki gülümsüyor gibi ama o kadar ürkütücü bir gülümseme ki bu arkasında gizlenen oyun perdesinin habercisi gibi.

Sözler dikkatle seçilmiş, gülümseyişler aynı, sözler ezberden... bozarsan eğer bu oyunu atılırsın perdenin dışına, işte o zaman buna kurtuluş mu dersin, yoksa ceza mı ona sen karar ver.


Sokakları...caddeleri...kentleri dolaştım her yerde bir oyun, bir sahne ve oyuncular... herkes kaptırmış kendini bir oyuna adeta savaşıyorlar birbirleriyle... seçeneğin yok farkında olmayabilirisin ama aslında sen de sahnenin bir köşesinde bir oyunun temsilcisisin... kendi oyununun baş kahramanısın, başkalarının oyununda ya bir piyon ya da bir figüransın işte tam da bu noktada çıkıyor gerçek ortaya, tam da bu noktada anlıyorsun oyunun sahteliğini... o zaman da her şey için çok geç... kaçıp gitmek istersin belki, ya da kendi oyunundaki baş kahramanlığa geri dönüş... ama bütün çabalar boşuna; artık perdeler açıldı, ışıklar yandı, oyun başladı...ezberler birer birer adeta savaş açtı birbirlerine...geri dönüşü yok, ya kaybolup gideceksin yada baş rol için savaşacaksın.

Ben mi? ben gittim söz sırası bana geldiğinde durdum dinledim... havada kalan çığlıkları...dinledim haykırışları, yalvarışları, sahte gülüşleri, ezber sözleri... dinledim her şeyi... söz sırası bendeydi, gözler bende... koştum... ışıkların olmadığı, sahnelerin tükendiği yerlere koştum... işte ben kaybolmaktan kaçarken kendimde kaybolmaktan korktum ve kaçtım.